Hepimiz belirsiz ve sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Bu dönemi küçük çocuklar bilişsel gelişim düzeyleri nedeni ile hastalıkları, salgınları ya da virüs gibi konuları anlamakta ve adlandırmakta zorlanabilirler. Gerçekçi olmayan bakış açısıyla kaygı uyandıran değerlendirmeler yapabilirler. Özellikle ailelerin bu süreçte aşırı kaygılı, korkutucu, aşırı titiz, koruyucu kollayıcı yaklaşımları olabilmektedir. Bu durum, çocukların ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir. Belli yaş gruplarında çocukların ruhsal, zihinsel, motor, sosyal becerilerini kazanmalarını sağlayan belli aktiviteler ve durumlar vardır. Bunlar 2-6 yaş grubu için oyun ve okul öncesi eğitimdir, çocuklar öğretmenleri ve yaşıtlarıyla ilişki kurmak ister. Şu anki salgın durumunda tüm bunların askıya alınması ve rutinlerin bozulması çocukların ruhsal, sosyal, akademik, motor, zihinsel gelişimlerini sekteye uğratabilir.
Bu dönemde anne babalarda ortaya çıkacak abartılı ruhsal etkilenme de çocukların ruhsal etkilenme derecelerini ağırlaştırabilir. Özellikle küçük çocuklara aynı şeyleri defalarca tekrarlamanız gerekebilir. Bazı bilgileri sindirmeleri için birkaç tekrar gerekebilir. Bu durum belli bir ölçüde ve küçük çocuklarda normal sayılabilir ama onların sürekli sorduğu aynı soruya cevap vermek yararlı değil hatta zararlı bile olabilir. Çok fazla onaylama, teminat isteyen bu çocuk için bazen “demin söylediğim şey halen geçerli” tarzında bir mesaj veren bir iletişim şekli daha yararlı olabilir. Küçük çocuklar bakteri, mikrop, virüs gibi görmedikleri canlıları anlamak ve anlamlandırmakta zorlanabilirler. Bunlar hakkında anlayacakları bir dilde bilgi verin ama her mikroorganizmanın zararlı olmadığını, hatta vücudumuz için yararlı birçok mikroorganizmanın olduğunu da belirtin. Çocuklarımız bunları öğrendikten sonra uygun hijyen kuralları anlatılmalıdır. Çocuklarda kaygıyı en çok arttırabilecek şeylerden
birisi belirsizliktir. Belirsizlik olduğunda boşlukları kendi zihninde olabilecek en kötü senaryolarla doldurabilir. Onların ne bildiğini ve düşündüğünü öğrenip onlara doğru bilgiyi aktarmalıyız. Çocuklarımızın bizimle rahatça konuşabileceklerini, soru sorabileceklerini bilmelerini sağlamalı ve rahat bir sohbet ortamı sunmalıyız. Ayrıca istemedikleri ve hazır hissetmedikleri sürece konuşmaya da zorlamamalıyız. Altı yaşından küçük çocukların durum konusunda zaten bilgileri yoksa özellikle konuyu açıp bilgilendirmek gereksiz kaygılanmalarına neden olabilir.
|